18 Şubat 2013 Pazartesi

Monna Rosa - Sezai Karakoç

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller...
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak...
Kanadı kırık kuş merhamet ister.
Ah senin yüzünden kana batacak
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.

Ulur aya karşı kirli çakallar,
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Mona Rosa bugün bende bir hal var.
Yağmur iğri iğri düşer toprağa,
Ulur aya karşı kirli çakallar.

Açma pencereni perdeleri çek,
Mona Rosa seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek.
Anla Mona Rosa ben öteliyim.
Açma pencereni perdeleri çek.

Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi,
Bende çıkar güneş aydınlığına.
Bir nişan yüzüğü bir kapı sesi.
Seni hatırlatır her zaman bana.
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi.

Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar,
Işıksız ruhumu sallar da durur.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.

Ellerin, ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi.
Ellerinden belli olur bir kadın,
Denizin dibinde geziyor gibi.
Ellerin, ellerin ve parmakların.

Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana,
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar.
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona.

Akşamları gelir incir kuşları,
Konarlar bahçemin incirlerine.
Kiminin rengi ak kiminin sarı.
Ah beni vursalar bir kuş yerine.
Akşamları gelir incir kuşları.

Ki ben Mona Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni.
O masum bakışların su kenarında.
Ki ben Mona Rosa bulurum seni.

Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza.
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.

Artık inan bana muhacir kızı,
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir mavi, bir garip sızı
Alev alev sardı her tarafımı.
Artık inan bana muhacir kızı.

Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış.
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.

Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kuş tüyüne.
Bir tüy ki can verir gülümsesen,
Bir tüy ki kapalı geceye güne.
Altın bilezikler o kokulu ten.

Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister,
Ah senin yüzünden kana batacak.
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller.


Sezai Karakoç

5 Şubat 2013 Salı

Bir Gelin Kiraz Yıkarken - Gürbüz Azak

gün olur biz de göçeriz.
ardımızdan bizim de ağlayanlar bulunur
ne gün sayarım artık ne otobüs saatlerini düşünürüm
ötelere usulcacık yürürüm.
adı gürbüz’dü, yazı yazardı diyenler çıkar
gün olur biz de göçeriz

ama öyle baş köşede değil
ben, helva yiyen bir yetime bakarken ölmeliyim
veya bir fidan dikilirken
vakit akşam olmalı ya da az evvel
önüm sıra sevdiklerim geçmeli. sonra,
seni sevdim diyemediklerim.
bir gelin kiraz yıkarken ölmeliyim

denize bakarken
dik yamaçlar başında. üşürken
kuşlar ötüşürken. selâm verir gibi alır gibi yahut
arılar kovana dönerken ölmeliyim
kayıp kuzular tenhalarda melerken
vakit varken ölmeliyim

“saati de amma eski, üstelik kravatsız traşsız”
hep böyle derler ya benim için de geçerli
“bir yerden tanıyor gibiyiz iyi amma kim?”
komşu kadın son rüyamı hayra yorarken
bir dost bir dostunu ararken
ben, birileri adres sorarken ölmeliyim

vakit akşam olmalı ya da az evvel
rüzgâr henüz çıkmalı deniz duyulmalı
sedefkâr son sedefini kakmalı, bir ebrû bitmeli
bir yavru babasının geldiğini işitmeli
nasıl da sevinmeli
ben o gülüşü duyarken ölmeliyim

bir ressam son rengini koyarken
herkes bir tuhaf bakmalı
cebimde bir yığın bozuk para bulmalılar
bir tanıyan gelmeli, gözleri nemli
adı gürbüz’dü yazı yazardı demeli
vakit akşam olmalı ya da az evvel
ben, balıkçılar çıkarken ölmeliyim
ışıklar henüz yanarken
birileri adres sorarken
gün olur biz de göçeriz

ne ay başını düşünürüz ne benzin fiyatlarını
demem o ki
kanaryalar su içerken ölmeliyim
tığ gibi delikanlılar, en bayraklı atlılar
altın ümitlerle yanı başımdan
doludizgin geçerken ölmeliyim

kamyonlar yokuşları sararken
ille de bayram ertesinde
köhne bir kum iskelesinde
ay doğarken ölmeliyim

bir gelin kiraz yıkarken ölmeliyim en iyisi
adı gürbüz’dü yazı yazardı demeliler
başucuma kiraz dikmeliler
bir dost bir dostunu ararken
bir gelin… kiraz yıkarken ölmeliyim

Söz Ola Kese Savaşı - Yûnus Emre


Keleci bilen kişinin
Yüzünü ağ ede bir söz
Sözü pişirip diyenin
İşini sağ ede bir söz

Söz ola kese savaşı
Söz ola bitire başı
Söz ola ağılı aşı
Bal ile yağ ede bir söz

Kelecilerin pişirgil
Yaramazını şeşirgil
Sözün us ile düşürgil
Dimegil çağ ede bir söz

Gel ahî ey şehriyâri
Sözümüzü dinle bâri
Hezâr gevher ü dinârı
Kara taprağ ede bir söz

Kişi bile söz demini
Demeye sözün kemini
Bu cihân cehennemini
Sekiz uçmağ ede bir söz

Yürü yürü yolun ile
Gâfil olma bilin ile
Key sakın ki dilin ile
Cânına dağ ede bir söz

Yûnus imdi söz yatından
Söyle sözü gayetinden
Key sakın o şeh katından
Seni ırağ ede bir söz


Yûnus Emre